Türk Medeni Kanunu tarafından verilen hak ile kurulan evlilik birliğinin devam ettirilebilmesinin olanaksız hale geldiği hallerde. Yine kanun dahilinde belirtilmiş olan koşullara uygun olması durumunda boşanma davası açılarak, evlilik birliğinin yasal statüde sonuçlandırılabilmesi mümkün olur. Ancak modern toplum yaşantısı içerisinde sosyal ve ekonomik durum gibi pek çok faktör boşanma davaları sürecinde çok önemli farklılıkların ve etkenlerin ön plana çıkmasına yol açar. Buna göre boşanma davası süreci içerisinde mal paylaşımı konusuna dair temel bazı hukuksal ve kanun şartları bulunmaktadır.
Boşanma davası dahilinde mal paylaşımı konusu menkul ve gayrimenkul şeklinde oluşur. Söz konusu evlilik birliğinin sonlandırılması kapsamındaki boşanma davalarında şirket hisseleri de mevcut olan menkul mallar dahilinde bulunur ve Türk Medeni Kanunu çerçevesinde belirtilmiş olan koşullara uygun biçimde uygulanacak mal paylaşımı sürecine dahil kabul edilir. 1 Ocak 2012 tarihinde yeni Medeni Kanun yürürlüğe girmiştir.
Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi yasal rejimi de bu kanunun yürürlüğe girmesiyle beraber olarak hayatımıza girmiştir. Eşler arasında ayrıca aksine bir sözleşme yapılmadığı durumlarda, eşler yasal rejim olarak Edinilmiş Mallara Katılma rejimine tabi tutulurlar. Hangi malvarlığı değerlerinin hangi mal grubuna girdiği ve hesaplama yöntemi konusunda tartışmalı meselelerden biri de, şirket hisselerinden kaynaklanan alacaklardır.
Eşlerin evlilik süresince elde ettikleri tüm mallar, edinilmiş mal olarak kabul edilmiş ve evlilik sona erdiğinde paylaşıma tabi tutulmuştur. Eşlerin kişisel malları ise paylaşım dışıdır. Evlilik sona erdiği zaman, eşlerden her biri, diğer eşin halihazır malvarlığında bulunan birikimleri üzerinde hak sahibi olmalarıdır. Bu çerçevede, eşlerden birinin bir esnaf işletmesi veya ticari işletme faaliyeti çerçevesinde elde ettiği kazanç edinilmiş mal grubuna girer ve evlilik sona erdiğinde paylaşıma tabi tutulur.
Şahıs işletmeleri için; evliliğin sona erdiği tarihte yani boşanma davasının açıldığı tarihten itibaren şirketin ne kadar kar ettiği hesaplanır daha sonra bu hesaptan işletmenin borçları düşülür ve sonra kalan miktar üzerinde davacı eşin yüzde elli oranında pay sahibi olduğu kabul edilir ve eşe hakkı verilir.
Boşanmada Şirket Ortaklığı Durumu Nasıl Devam Eder?
Şirket ortaklığı eşlerin şirkete birlikte ortak olması ile eşlerden birinin ortak olduğu şirket hisselerinin boşanmadan sonraki durumlarının ne olacağı şeklinde ikiye ayrılarak incelenmesi gereken bir durumdur. Eşlerin şirkete ortak olduğu durumda eşlerin boşanması hali şirket konusunda bir değişiklik yaratmaz.
Fakat eşlerden biri şirkete ortak ise bu durumda şirket hisselerinin durumu boşanma ile değişiklik arz edebilir. Zira şirket hisseleri de mal paylaşımına konu olacak malvarlığı değerlerindendir. Şirket hisselerinin edinilmiş mal olması halinde hisse sahibi eşin hisse değerlerinin tasfiye tarihindeki değeri tasfiyeye girecektir.
Şirket hisseleri edinilmiş mal değil de kişisel mal ise sadece dağıtılmamış kar payları tasfiyeye girer. Dağıtılmış olan kar payları tüketilmiş ise tasfiyeye tabi bir malvarlığının olmadığı kabul edilir. Eşlerden biri, hissesi olduğu şirkete sermaye olarak emeğini koymuşsa , şirketin ortaklara dağıttığı ödemeye bakılmalıdır .
Bu ödeme de evlilik birliği içerisinde edinilmiş mal kapsamında değerlendirilir .
Eşin koyduğu sermaye ile şirketin malvarlığı artırılmışsa , bu değer artışının be sebeple gerçekleştiği araştırılmalıdır. Eğer ki özel bir çabaya karşılık gerçekleşen bir artış söz konusu ise, bu değer artışı paylaşıma konu olacaktır .
Aile Şirketlerinin Boşanma Halinde Durumu
Aile şirketlerinin esas kuruluş amacı, mirasın dağılmasını engellemektir. Ailenin geçimini sağlayan kimse tarafından yönetilen şirketlere aile şirketi adı verilir. Aile şirketlerinin bünyesinde bütün çalışanların aile bireylerinden oluşması gibi bir kural yoktur. Yönetimin önemli bir bölümünün aile fertleri tarafından doldurulmuş olması, bu kişiler tarafından kurulmuş olması şirketin aile şirketi olarak sayılması için yeterli olmaktadır. Bununla birlikte kişi aile şirketindeki hissesini yalnızca o aileye mensup olmakta doğuştan almaktadır. Dolayısıyla hisseler, sahibinin kendi kişisel malı sayılmaktadır.